22 Şubat 2009 Pazar

Bir insana yapılabilecek belki de en büyük iyilik, onu tekrar aşka inandırmaktır. Yavaş yavaş, korkularını üstünden atmasına hergün tekrardan yardım ederek onu aşka inandırmak, o insana tekrar nefes aldırmak...

Beni tekrar aşka inandıran, her gün gülümseyerek uyanmama sebep olan, bu kadar kısa sürede ne kadar istemesem de her geçen gün biraz daha kendine aşık eden ama sanırım en önemlisi ruhumun tekrar nefes almasını sağlayana ne kadar teşekkür etsem az. (:




yerle gök arasında şu sıra bu deli. (:

20 Şubat 2009 Cuma

dragonfly.

Efenim bilenler bilir ' yusufcuk ' böceğine olan sempatimi. Eh geç oldu ama blogumun bi taraflarına yusufcuk resmi koyabildim. hayırlara vesile olun efenim.

mucuk. (:

19 Şubat 2009 Perşembe

Changeling





Yaşanmış bir hikayeden yola çıkarak çekilmesi mi yoksa içinde Angelina Jolie'nin olması mı beni o filmi izletmeye zorladı bilmiyorum.
-tamam itiraf edelim ki saat 3 seansında bi filme girmemiz gerekiyordu ve elimizdeki en iyi seçenek bu gibi duruyordu.ama yukarda yazdıklarımda önemli etkenler-
Gerçek bir hikaye olması insanın sinirlerini yıpratıyor. Bir çok şeyin onca sene geçmiş olmasına rağmen hala aynı olması ise ayrı bir can sıkısı ( basın, siyaset, polis, prosedürler vs. vs )

Filmi yavaşlatan, ağırlaştıran gereksiz sahneler olmasa faha güzel olabilirdi sanki.
Atraksiyon ve efekt manyakları rahatlıkla izleyebilir kanımca. (:
eh bu kadar film yorumu yeter.



ailenizin mini boy film eleştirmeni weba iyi seyirler diler efenim ! (:

15 Şubat 2009 Pazar

~ 15 şubat.

kimsenin kimseyi anladığı yok.
'' seni çok iyi anlıyorum.'' diyen bile kendi hikayesini anlatmak için fırsat kolluyor.
anlattığında anlıyorsun ki tam anlamıyla senin hikayen değil. tam anlamıyla senin yaşadıkların değil.

ben yapmıyor muyum ?
artık yapmamaya çalışıyorum.
kimseyi tam anlamıyla anlamıyorum şu sıra.
anlıyacağımı da sanmıyorum.






p.s : sevgililer günüyle ilgili en ufak bir şey demedim. bilmem fark ettiniz mi ?
mucuk.

11 Şubat 2009 Çarşamba

eskilerden.

'' Sana iki tane çocuk doğurdum !
Birinin adını hayal kırıklığı, dierininkini acı koydum... Dizimde uyutuyorum onları hergece... Hergece başlarını okşuyorum yavaşça... Koynuma alıp ısıtıorum senin yerine... Ne yalan söyliyim seni tercih ederdim onlara... Evlat sevgisi başka diyorlar ya yokmuş öyle bişey... Anladım zamanla... Bizim meyvelerimiz bu kadar oluyor işte... Aşk çocuğu falan fazla gelirdi zaten bize.... Çocuklarımı da alıp gidiyorum büyüsünü çaldığın, içimden çekinmeden bi parça kopardığın, o kirli şehre...Ben bile inanmıyorum ya kirlenmemiş denizlerde yüzebiliceğime... İnanmıyorum ya kanımın kesiliceğine... Ama olsun denicem yinede.... Bu senin söylediğin o lanetten çok öte... Ne sen çıkmaz sokaksın ne ben o her daim son güleni oynayan kadın! Bu sadece kirli bi hikaye.... Kalbimin en temiz haliyle... HOŞÇAKAL. ''


Ben yazmadım.
Yazan kim, pc'me ne zaman kaydettim hatırlamıyorum da.
Şuan sadece tek hissettiğim kendimden o kadar fazla şey buldum ki şu kadarcık paragrafta paylaşmak istedim...

10 Şubat 2009 Salı

nasıl delirdim ?!

bana yar olmayan devr-i devranın,
izzet-i ikramını s.keyim.
yansın ibneler alayı,
su veren itfaiyenin hortumunu s.keyim.


Küfür sahalarına geri döndüm.
Kendimce sebeplerim var tabi. Yoksa küfür etmek kim ben kim şlklkllşksdjfad.
Ayrıca hissiyatımı bu kadar güzel özetleyen bu beyiti yazmış olan Neyzen Tevfik'e sonsuz saygılar, sevgiler vs. vs.

iyice delirdim.
iyice.
(:

p.s : yakışmıyor hatuna küfür diyenler, mucuk sizlere.

The Curious Case of Benjamin Button.

Filmi izleyeli 2 gün oluyor. Birşeyler yazmam gerekiyor gibi hissediyorum ben de 2 gündür.
David Fincher severlerdenseniz benim gibi izlemenizi öneririm. Pek film izleyemeyen ben bile filmin sonuna kadar gelebildim. Fantastik bir film olan Benjamin Button sizi sıkabilir ama beni sanırım en çok cezbeden tarafı görüntülerdi. Eski fotograflardan yapılmış bir slayt silsilesini izler gibiydi.
Ve sanırım benim içimi en çok acıtan kısmı, her gece Benjamin'in ve Daisy'nin birbirlerinden habersiz söyledikleriydi.
unutmadan tabi ki,

Brad Pitt <3











Good night Benjamin...
Good night Daisy....

8 Şubat 2009 Pazar

m.'ye.

Kendi hüzünlerine benimkilerini de ekleyip uzaklara gidene.
Şans ya işte bugünün temasına en uygun şarkı ben onu aramazken çıktı, '' tüm şehir ağladı sen gittin diye, mecbur musun hep en uzağa gitmeye ? ''

7 Şubat 2009 Cumartesi

fark yok...

''...
- Ama göremiyorum ki şimdi gülümsemeni. Neyse, gene de gülümsediğini bilmek çok güzel.
- Kapa gözlerini. Yanındayken gülümsediğim anları hatırlamaya çalış. Eminim hatırlayacaksın. Bak. Şimdi gördüm gülümsediğimi. Üzülme o yüzden. Senin her zaman güldüğün gibi gülümsüyorum. Fark yok...
''

6 Şubat 2009 Cuma

neden ~ sonuç

'' Neden sonuç ilişkisi içerisinde herşey. Sonuçları kestiremediğim için hep nedenlerini sorguluyorum. Zaten beni psikopat bir deli yapanda bu ' neden ?! ' sorularıma verdiğiniz saçma sapan cevaplarınız değil mi ? ''

5 Şubat 2009 Perşembe

bir delinin maceralar vol.1 metro.

Metroya tek binememe, bindiğinde nefesi kesilme gibi bir sorunsal yaşayan bendeniz bugün metro maceralarına bir yenisini kattı.

METRO AYAK KOKUYOR !

Şaka değil. Böyle bir şeyin şakasını neden yapayım ne getirim olucak. Belki benim bulunduğum vagonda vardır sadece bu sorun diye düşündüm inerken ama dönerken gene aynı olayla karşı karşıya kalınca iddaalarım kesinleşti. Burdan yetkilere sesleniyorum, hayrına metroya şu otomatik oda spreylerinden takın. Kaç kuruşluk şey alıverin 8-10 tane. Batmazsınız ki aaa.

Bir delinin maceralarından ilk kesitin sonu. (:

i.m.

'' Bir insanı ne kadar severseniz sevin, kanı size doğru akmaya başladığında
geri çekilirsiniz. ''
demiş Chuck Palahniuk. Ne de güzel söylemiş.

4 Şubat 2009 Çarşamba

transkript.

Pek sevgili okulum Namık Kemal Üniversitesi, biz öğrencilerinize bir iyilik yapsanız bütün notları aynı gün yayınlasanız. Olmaz mı ? Biz İşletme 2.öğretim sınıfı olarak bıktık. '' aaaa hukuk notları açıklanmış nette koşun. '' , '' aaa işletme notları açıklanmış laağn.! '' diye her seferinde ayrı ayrı kalp krizi geçirmekten helak olduk. şimdi de inatla 2 dersi bekliyoruz. Hayır yani kaldım mı geçtim mi hergün ölüp ölüp dirilmekten ben yoruldum.

Ama biz bir grup öğrenci okulumuzu seviyoruz.

Namık Kemal Üniversitesi. <3

2 Şubat 2009 Pazartesi

ve ben iyiyim.

bir şeyi çok istersen olurmuş ya.
bugün gene oldu benim için.
'' böyle birşey olursa, görürsem yıkılırım, mahvolurum. '' dediğim şey en sonunda durdu durdu ve burnumun dibinde bitti.
peki bana ne mi oldu ?
hiç bişey !
ufak bir mide bulantısından sonra gördüm ki ben iyiyim, ben güzelim.
hayır hayır bunları kendimi kandırmak için söylemedim. kestirip atmadığım, inatla senelere yaydığım her seferinde de kaderin beni üzecek şekilde ilerdiği bu oyunda artık ben son noktayı koydum. virgülere gerek yok benim için. virgüller çoğaldıkça cümlem bozuldu, anlam kaydı; ben konuştum insanlar anlamadı.
artık nokta.
artık hep gülen Seda.
sabahki yazım gibi, ''fosforlu mutluluk saçıyorum.''
insanlar şaşıyor.insanlar mutlu oluyor beni mutlu gördükçe.
gene deliyim.
hep deliyim.
virgüller bitti. nokta kondu. bundan sonra anca yeni cümleler yazılır. ama yeni sayfalarda. eğer o cümleler yazılmayacaksa yeni sayfalara da ihtiyacım yok virgülden öncekilere de.


Tanrım ! öyle güzelim ki. (:

happy.!

İki haftalık final maratonundan çıkmış bünyenin uzun zamandan sonra yazacağı ilk pozitif yazıya HOŞGELDİNİZ !

Hergün 1 sınavın olduğu yetmezmiş gibi bir de '' ergenlik çağına'' dönüp saçmalayan Seda'nın cidden silkelendiği ve kendine geldiği gün bugündür ! (:

Kendimde olumlu değişimi geçen pazartesiden beri hissediyorum.Eee herşey adım adım oluyor. Abartılı, ağdalı mutluluklar değil gerçekten beni mutlu eden insanlık için küçük, benim için büyük şeyler yaşıyorum !

Aşkın mevsimi bahardır ama şu sıra çok fazla aşk kokluyorum. !

Olmasını inatla beklediklerim beklediklerimi malesef bırakamadım. Ve sanırım sonsuza kadar benimle olacaklar. Olsun, gene de mutluyum.

Şu yaşıma kadar hep etrafımdakilerin mutluluğu için kendini yırtan benin, ne kadar doğru şeyler yaptığının bir kez daha farkındayım. Ben mutsuz olsam bile karşımdakinin ruhunda mutluluğu görmek beni mutlu ediyor. Bu nasıl bir manyaklıktır ?! ben de bilmiyorum. Kimisi bu duruma '' saçmalıyorsun SEDA !'' diyor. Olsun demek ki ben saçmalamayı da seviyorum demek ki. Unutmayalım ki sarhoş olmadan mütemadiyen saçmalamak da bir sanattır. (:

Hikayeler yazıyorum gene yaşanan her olayın sonuna.Hepsinin de sonu mutlu sonla bitiyor. Eskiden yaptığım gibi... '' Mutlu sondan sonra ne olacak ? '' diye de düşünmüyorum.

Fosforlu mutluluk saçıyorum. Bunu çok yoğun hissediyorum. Ne mutlu bana ! (:


HERKESE İYİ HAFTALAR !