29 Aralık 2011 Perşembe

sevgili günlük vol. 11 - oradan buradan ve 2012 dilekleri.

2 gün bekletilen yazıyı taslaklar silip en baştan yazan Sed.


İyi akşamlar efenim.
2011 bitmeden son gelişmeleri yazayım. Tarihe not düşelim.

Rakıya yeni yeni alışan Sed'in ayık halleri.
Salı akşamı Pandamın çalıştığı yer yeni yıl yemeği düzenlemişti. Az ama inanılmaz tatlı insanlarla birlikteydik.
Bu etkinliği pandam bir kaç hafta önce söylediği için aklımda sürekli "ben ne giycem lan?" düşüncesi vardı. Planlamıştım ama bitanecik Sev yemeğe gideceğimi öğrendiğinde yılbaşı hediyemi biraz erkenden verdi. Spor ama bir o kadar güzel kırmızı bir elbise almıştı bana. Övünmeyi sevmem ama benim gibi beyaz hatuna kırmızı çok güzel oluyor ! (Kıskanmayın lan !)
Saç baş makyaj derken hazırdım. Kozmosta buluştuk sevdicekle, Etiler'deki mekana gittik.
Bu arada millete bakıp "oha lan nasıl giyiyor o topukluları?" derken yavaş yavaş ben de alışıyorum lan. Minik topuktan başlayıp cm'yi yükseltiyoruz. Bakalım nereye kadar gidecek. kdfnjgdkfdkmng

Etilerdeki Giritli İdilica'ya gittik.
Gayet güzeldi de yan masadakiler o kadar çoşmasaydı belki daha da güzel olabilirdi.
Neyse.
1dublenin tamamını bitirememiş, sevdiceğe vermiş olsam da birlikte sonunda rakı içebildik !
(:
Mutluyuz huzurluyuz !
Bir de şu fotoğraf çekinmeme kusurumuzdan kurtulursak süper olacak.


-----

İşşsiz günlerine geri dönen Sed.

Geçen hafta pazartesi şu part time home office işimden ayrıldım. Uzun uzadıya neden ayrıldığımı yazarak o günü hatırlamak istemiyorum. Tek diyebileceğim Allah herkesi kompleksli iş arkadaşından korusun.
Zaten sıkılıyordum. Evet beni oyalıyordu ama ayrılmadan önceki son 1 haftadır bana karşı üstümün aldığı tavır ve son gün olanlar tuz biber oldu. Ben de "ben ayrılmak istiyorum." dedim ve telefonu kapattım.
Her ne kadar home office de olsa her hazırladığım raporda oflayıp poflama yaşadığım, her ofise gittiğimde ayaklarımın geri geri gittiği bir işte çalışmaktansa ama ama ama en önemlisi kompleksli bir insanla yüz göz olmaktansa işten ayrılmak yaptığım en düzgün karardı.
Oh ne rahatsız, hemen de işi bırakmışsın zora gelince diyen oldu. Belki oradan bakınca öyle gözükebilir bilmiyorum. Gerçekten paraya ihtiyacım olsa hepsini geç ailemin benim getireceği paraya ihtiyacı olsa belki evet zorla da olsa devam ederdim o işe rahat diye. Ama ne paraya aşırı ihtiyacım var (paraya ihtiyacım yok desem yalan olur her insanın var sonuçta. ) ne de ev geçindiriyorum. O yüzden evet rahatlıkla işi bıraktım. Hem de hiç vicdanım sızlamadı.
Şimdi onlar düşünsün ! kldfngdfngkdfng

İş arıyor musun peki derseniz. Açıkçası ne arıyorum ne aramıyorum. O başlı başına bir post konusu olur ya. (:

-----

Okul hayatına geri dönen Sed.

Bu konuyla ilgili aslında hiç bir şey söylemek istemiyorum.
Haftanın 4 günü dersim var.
Ailemin sözünü dinleyip bu sefer uslu bir kız olup derslerimle sevişiyorum anlayacağınız.

-----

Geçen hafta Sev'le konuşuyoruz.
Bak diyorum 9 ay olacak. O bana diyor ki 3 yıl sonra 9aya çok dediğine şaşıracaksın.
İnşallah dedim.

Sev kişisel gelişim olaylarıyla çok ilgilidir.
Etrafımda bunu bana düzgünce aşılamaya çalışan ender insanlardandır.
-Sürekli kişisel gelişim kitapları okuyup sürekli bundan bahseden insanlardan ve dayatmalarından nefret ediyorum çünkü.-
Kendimize farkında olmadan aşıladığımız olumsuzlukları fark ettik.
Sürekli isteyip de olmayan isteklerimizdeki hataları bulduk.
Ve dedik ki daha fazla olumsuzu çekmek yok.
Senelerdir istediğin dileğinde olmuyorsa demek ki istediğin şeyde bir hata var düzgünce iste.
( SEV İNANIYORUM İSTEDİĞİN Bİ EV OLACAK HEM DE İÇİNDE BİR ERKEKLE ! sfjdklfsnjkfjsnkf )

-----

Bıkmışımdır aralık ayı boyunca "eee yılbaşında ne yapıyorsun?" ve ocak ortasına kadar süren "yılbaşında şunu şunu yaptık." muhabbetlerinden.
Bu yılbaşı da evdeyim.
Geçen sene Aylin'm ve Didemcimle Aylinlerde yeni yıla girmiştik.
Bu sene Sev'le birlikte bizim evde olacağız. Bilmiyorum gecenin ilerleyen saatlerinde bir şey olur mu. (: Ama her türlü biz eğlenebileceğimiz bir şey buluruz diye kendimi avutuyorum.

-----

2011i kısa özet geçen bir yazı yazmak isterdim ama 21 ocak doğum günüm ulan !
Her yeni yaşta yazdığım yazıyla durum raporu yapmak istiyorum bu sefer.

-----

Ve son olarak 2012 dileklerine gelelim.

Uzun uzadıya şunu istiyorum bunu istiyorum diye bir wishlist yapmayacağım.
Üşenmekten ziyade bazı şeylerin olacağı varsa olmuyor sanki o zaman.
Kimi istekler içinde kalmalı. Gerçekleşmesine bir kaç adım yaklaştıktan sonra söylenmeli gibi.
Neyse.

2012den dileklerim belli başlı şeyler aslında.
2011 bir kaç konu dışında o kadar güzel geçti ki bu güzellikler 2012de de devam etsin.
Ailem, sevgilim, canım kuzenlerim, dostum ve bir kaç yakın arkadaşımla hep mutlu, sağlıklı ve huzurlu olalım.
Derslerimle aramı bozmayacak en güzelinden bir iş bulayım.
Kimse kimseyi üzmesin, kimse kimsenin canını sıkmasın.
Bloggerlar bol bol yazı yazsın.
Dünya barışı dfjdkgndjndkmng

Tamam artık daha fazla uzatmıyorum.
2012i sizde eksik olan her neyse onu versin !

Herkese şimdiden iyi seneler !


23 Aralık 2011 Cuma

Blogum 3.yaşını kutluyor ! (:

Merhaba !

3yıl önce sürekli okuduğum blogları daha rahat takip etmek amacıyla açmıştım blogumu.
Pek yazmam ya kimseyle paylaşamam yazdıklarımı hem de kim okusun yazdıklarımı derken çocukluğumdan beri tuttuğum günlüklerimden daha yakın oldu burası.

Hiç bir zaman istediğim düzende, istediğim içerikte yazamadım.
Ama iyi ki de öyle yazamamışım. Çünkü derdim çok kişiye ulaşmak değildi. Diyorum ya burası benim günlüğüm. Çok kişiye ulaşma derdinde olsaydım eminim bu blog sayesinde tanıştığım az ama "öz" insanlara ulaşamazdım. Bulamazdım onları o kalabalıkta.

Özellikle son 1,5 senedir bana getirdiği öyle güzel insanlar var ki blog camiasından.


Uzun uzadıya bir yazı yazmak istemiyorum.
Çünkü asıl söylemek istediğim bir şey var. Bu blogun asıl 1 okuyucusu var. Tüm teşekkürler ona.
Ben blogumun doğum gününü unuttuğum halde kutlayan, son 1 senedir hayatımda olan, her anımda bana destek olan ve son 9aydır hayatımı güzelleştiren adama teşekkürler.

14 Aralık 2011 Çarşamba

Gün boyu onu özlemek güzel değil.

Hergün pandama bir blog kaydı kadar uzun ve akıcı mail/mektup attığım için burayı git gide unutuyorum. Galiba bir tek ona yazmak istiyorum.

Gün boyu onu özlemek güzel değil.
Sabahın bir vakti ofise gitmek, direktörle tanışmak sonrasında topuklularla metro çıkışı otobüs yakalamak için koşmak güzel değil.
Gün boyu onu özlemek güzel değil.
Eve dönüp 2buçuğa kadar uyuyup sonrasında meleğimle buluşup alışveriş yapmak, dünyanın en minikli ve şirinli Eyfel kuleli kolyesini almak -ki bu 3. kolyem- beğendiğim elbiseyi %50 indirimli almak, Claires'ten 5ürün alıp %50 fiyat ödemek yetmezmiş gibi bir de hediye almak daha da güzel.
Gün boyu onu özlemek güzel değil.
Yaratıcı drama, tiyatro dersine gitmek için 6buçukta yola çıkıp lanet olasıca trafikte kalıp okula 8de varmak güzel değil. Herkesin gruplara ayrılıp doğaçlama çalışıyor olması hiiiiiiç güzel değil.
Gün boyu onu özlemek güzel değil.
Hocaya çaktırmadan stüdyodan çıkıp meleğimle bir kase profiterolü paylaşıp bir yandan da dedikodu yapmak daha güzel.
Gün boyu onu özlemek güzel değil.
Eve gelip biraz dinlenip bir yandan ona mektup -mail- yazıp bir yandan bu postu yazmak güzel.


iyi geceler ^^,