29 Haziran 2015 Pazartesi

Nereden başlasam derken yazı yazamaz oldum

Aslında şu an yapmam gereken daha önemli şeyler var ama ben aylardır sana bir şeyler anlatmadığımı yeni fark etmişcesine koştum, geldim.

Nbr ?

En son depresif yazımdan 10-12 gün sonra pasaportum bile olmamasına rağmen Londra'ya gidiş geliş biletimi almıştım.
Maaşım yatmamış, vize için param yok, pasaportu da planlarıma göre 2 yıllık anca alabilecek durumdayım.
Sonunu düşünen kahraman olamaz Sed derken maaş yattı, parasal mevzular halledildi. Pasaport randevusuydu, aman evrakların halledilmesiydi, şirketten alınacak İngilizce yazılardı, online başvuru formuydu, vize görüşmesiydi, 5.günde "pasaportunuzu geri alabilirsiniz" mailiyle "hassktr red yedik" galibalar eşliğinde gidip alınan pasaportta görünen vize akabinde hüngür şakır ağlamaydı derken uçak biletimden tam 1 ay öncesinden vizem başlamıştı.
Günler geçmiyordu.
Günler geçmiyordu ve o sıkıcı ofis daha da üstüme üstüme geliyordu. Her gün bir yeni bir saçmalık, her gün yeni bir olay, her gün yeni bir aksiyon. ( O sıralar konu 1.katı kapanıp 4.kata taşınmak, biraz küçülmeye gitmekti.)
Üstüme gelen her şeyden, geri sayım yaparak, sevdiceğe kavuşacağım günü hayal ederek, çocukluk hayalim olan Londra'ya gidecek olmamın farkına vararak bastırıyordum.
Zira başka şansım da yoktu.

En bomba olay babamın "orada bul bi şeyler, dönme bir kaç ay kafanı dinle kızım." demesiydi. Evde tam bir ay ben şok moduna girdik. Kendimize gelemedik.

27 mayıs sabah 8deki uçak için 6buçukta Sabiha Gökçen'de olmam lazım, Saat 5 Havataş'ına binsem yetişirim modundayım.3de uyudum! O gün uykusuzluktan ölmediysem başka gün ölmem sanırım. Sonrası 4 saat bulutlar arasında.

Çok uzattım di mi?

Uçaktan inip de sevdiceğimi hava alanında beklemek sonrasında onu görmek... Bak o kısımları nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Ayların hasreti, ayların özlemi derken çok değişikti. Askerden döndüğündeki gibi değil. Anlatamicam sanırım.

Sonrası 6 günlük masal gibi.
Amma da romantiksin deme lan!
Bak, Londra benim çocukluk hayalim, en çok gitmek istediğim, fırsat yaratsam zaman bulamadığım, zaman bulsam paramın olmadığı yerdi.
Ve çocukluk hayalim hayatımın aşkıyla birlikte o sokaklarda dolaşırken gerçekti.

Pandam diye demiyorum 6 günü dolu dolu bir plan yapmıştı.
Her gün o kadar çok yere gittik ki üşengeç bir panda olan ruhum nasıl oldu da bayılıp kalmadı bi yerde bilemiyorum.
Gidemediğimiz sadece 2 yer kaldı.
Bir gün şımarıklık yapar da gün gün anlatır mıyım bilmiyorum.
-1 ay önce olanları şimdi yazdığıma göre onları da 6 ay sonra yazarım herhalde. kjdfngjgkndfkg-

Onlarca fotoğraf, onlarca güzel hatıra, km.'lelerce yürüyüşler, partilemeler, hatta pöyküre pöyküre ağlamalarımla... Zaman çok insafsız.

Son 10 gündür yaşadığım deli saçmaları şeyler yüzünden kafayı yememe sebebim Londra'daki anılara tutunmamdır.


Son olarak;


kalp
Çünkü bu fotoğraf çekilmiş onlarca fotoğraf arasından bana hissettirdiği şeylerle en özeli.



Ps. Vize sürem bitmeden bir kez daha Londra'ya gidebilmem için kozmosa iyi dileklerini iletirsen sevinirim. 
Öptüm.