28 Şubat 2011 Pazartesi

Tamam belki sinemayla o kadar ilgili alakalı her gün bir film izleyip sinema hakkında ölümüne bilgi sahibi bir insan olmayabilirim.
Ama !
Christopher Nolan'n hakkı yendi be !
Hadi onu en iyi yönetmen kategorisine koymadınız eyvallah, Inception nasıl ödül almaz lan bana bunu açıklayın.

Bir daha da Los Angeles'a gitmem arkadaş.



ps. The King's Speech'i izlemiş, "olm Inception almazsa bu alsın" demiştim ama o kadaar da içten söylememiştim.

24 Şubat 2011 Perşembe

En son ne zaman gece yatarken hayal kurdum anımsayamıyorum.
Önceden ne zaman uykum tutmasa saçma sapan hayaller kurardım öylece uyur kalırdım.
Derseniz ki artık hiç mi hayal kurmuyorsun, hayal dünyan o kadar mı kurudu öyle değil işte. Gene var hayallerim hem de en uçubik halde ama ben gecenin bi vakti kurduğum, rüyama bile giren hayallerimi özlüyorum. O hayalleri kurdurabilen etmenleri özlüyorum.

Hiç bir zaman hiç kimseye onu ne kadar çok sevdiğimi gösteremedim. Yapamadım yani hala yapamıyorum. Odunluğum da bu yüzden. Sevgimi göstermeye çalışıp şımardığımda da olmuyor yani üstüme oturmayan elbise gibi kalıyor. Bu karşımdakini sevmiyorum anlamına gelmesin. Hayır belki de uğruna ölebileceğim sayılı insanlardan biri ama ben gene de yapamıyorum. Sevgisini gösterebilen insanlara imreniyorum.

Artık istesem de -tek bir kişi hariç- hiç bir şeye alışamıyorum. O kadar alıştım ki bitmelere gitmelere kırılmalara "bu da gider sed, alışma." diyorum. Kendi kendimi dizginliyorum.

İnsanların her daim beni şaşırtmalarına alıştım ama, tepki bile veremiyorum bazen.

Her şeye rağmen her zıkkımı makaraya vurabilen halime şaşırıyorum. Her şeye rağmen hala daha gülebiliyorum her şeye rağmen etrafımdakileri güldürebiliyorum. Sanırım bununla yetinebiliyorum.

23 Şubat 2011 Çarşamba

Ama tesadüfler güzeldir.

Öncelikle belirteyim bu yazının "Aşk Tesadüfleri Sever."le uzaktan yakından alakası yoktur.
Bıkkınlık geldi zaten her tesadüf kelimesini kullandığımda o filmin konusu açılmasından.


Hani şu yazımda bana o güzel buketi yollayan polisiye kahramanı vardı ya.
Ondan bahsedeyim diyorum, ama ben bahsederken insanlar yanlış anlar diye ödüm patlıyor.
Bir de şimdi anlatsam bi taraflarıyla gülen olur sinirlenirim.
Uf.
Anlatayım.
Tumblr'da yazıklarımı okuyup twitterımı sonrasında blogumu bulup mail adresime ulaşan, 4buçuk aydır mailleştiğim bir mektup arkadaşım var benim.
Şaka gibi, belki de saçma ama ben öyle çok eğleniyorum ki.
İnternet ortamından cidden bir arkadaş edinebileceğimi, içimi dökebileceğimi gördüm.
İyi ki tanıdım diyorum.
Her zıkkımı anlatıyorum.
Her zıkkımını anlatıyor.
Her yazdığımı okuyor. Blogta tumblrda bir de kelime hatası gördüğünde ukala ukala söylüyor.
kgldfgnjdşjgdhg

Geçtiğimiz cumartesi polisiyenin beklenen kısmı oldu ve buluştuk.
Çakal, ben 10dır onu beklerken o yolun karşısından beni izliyormuş.!
Dondum dondum bunu bil !
Neyse efenim sonrasında nasıl geçtiğini anlamadığım bir 4 saat geçti.
Çenemin düştüğü günlerden biri oldu.

Bu akşamda her zaman bindiğim otobüsü gördüğüm halde koşmam gerektiği halde aman yaa salla yetişemem zaten demeseydim sanırım hafızımla -evet o benim hafızım, birbirimize böyle hitap ediyoruz - karşılaşamicaktık.
Tabii biz karşılaşınca o kısa çaplı bir şok yaşadık ya hadi neyse.
kgşlfdgnjşmdh
önce tanıyamadı hatta sanki
dgşnldfgjşfdlgkd
bunu dedim diye kafamı kıracak biliyorum.

Neyse efenim.
Gördük ki tesadüfler güzel şeylermiş.

14 Şubat 2011 Pazartesi

yeniliğe açık olmak olamamak.

Pis bir huyum var.
Yeniliğe açık değilim.
Saçma sapan şeylerde baş gösteriyor mesela bu.
Odamın düzeninden tut, bilgisayardaki masaüstümdekilerin sırası hatta arka planına kadar.
Olmuyor yani.
Hayatıma yeni bi şey girdi mi yeni bir şey oldu mu kanım çekiliyor.
Bu bi ister obje olsun ister bi insan olsun.

Bir de fark ettim ki geçmiş ne kadar canımı yaksa da ben hayatıma giren her şeyde geçmişten bi şeyler arıyorum. Nasıl bir saçmalık nasıl bir psikoloji bu bilmiyorum. Eğer bu teşhisi koyulmuş bir hastalıksa söyleyin bana.
O yeni şey her neyse hele hele bir insansa bana geçmişten bi şeyleri anımsatmalı. Onda bunu bulmalıyım görmeliyim.
"o zaman daha mı çabuk alışıyorsun ona ?" derseniz hayır söz konusu daha çabuk alışmak da değil söz konusu sadece onu kabul edebilmek.

Ben bunları neden yazdım ?
14şubatta beynimde geçmiş, elimde kandil simidiyle aklıma geldi, yazıverdim.

Sevgililer gününüz mübarek ola.

12 Şubat 2011 Cumartesi

dedim ki bebeğim... 1

Dedim ki bebeğim ben odun bi insanım ve bu saatten sonra düzelebileceğime inanmıyorum.

10 Şubat 2011 Perşembe

100209100210

Bence ben bu günü çok da güzel kotardım.
Hiç üzülmedim.
Sıradan bir gün gibi yaşayıp geçebildim.
Oh be.

9 Şubat 2011 Çarşamba



Ödeviniz, bu akşam uyumadan bir kaç doz bu şarkıyı alıyorsunuz tamam mı şekerler ?
İyi geceler.

8 Şubat 2011 Salı

çok boş vaktim var, saçmalayasım var.

Efenim iyi akşamlar.
Can sıkıntısından bloga sarayım bu akşam dedim.
Gene aksatıyorum, aklımdakileri yazmıyorum, yazdığımda dişinizin kovuğuna gidecek şeyler değil ama işte.
Efenim bu akşam canım sıkkın çünkü babam 1saat önce Sinop için yola çıktı. Amcasının eşi vefat etmiş. Son yıllarda görmediğim için hayal meyal hatırladığım bu büyük nine için üzüldüm tabi ki ama babamın öyle birden pat diye gitmesi vs. Bir de yengesini çok severdi.
Gel gelelim asıl sorun biri böyle yoldaysa ben mümkünü yok o gece uyuyamam. En fazla 1saat hadi hadi olsun 1buçuk saat. Benimkisi de böyle bir manyaklık işte.

Bu yazıyı yazdıktan sonra blogun linkini değiştireceğim, umarım takipçiler için bi sorun olmaz.
Olur da bi sorun olursa bana ulaşırsanız cidden minnettar kalırım.


Bir de böyle bir şey var.



Pucca ve Sami Hazinses ile ilgili yazı yazmıştım.
Onur Gökşen'in kitabı da pek güzel. Benim vakitsizliğimden elimde süründü biraz ama olsun. Günler önce bitti yazısı şimdiye nasip oldu.
80lerin sonunda doğan birisi için Onur abinin anlattığı bir çok şey benim bilmediğim şeyler. Bilmediğin bir dünyada dolanıp durdum. Bazı yerlere bolca güldüm, bazı yerlerde üzüldüm. Okumayı düşünüp kararsız kalan varsa, samimi bir dille yaşamadığınız zamanlar hakkında bir şeyler okumayı isterseniz tam sizlik derim bende.

Akşam akşam konu bütünlüğü olmadan bu kadar saçmalamak yeter.
Herkese iyi geceler.