31 Aralık 2010 Cuma

yeniyılyeniyılyeniyılyenibizlerekutluolsun. lkjgfdşlgkdşflg

2005-2006ya kadar her yılbaşım aynıydı.
Kuzenlerim Cansu ve Cemal bize gelir, Cansumla çılgın makyajlar yapar saçlarımızı da yapar tüm gece ne kadar eğlenebilirsek eğlenirdik. Evde yılbaşı eğlencesi kısıtlı malum.
2007e girdiğimiz sene ise amcam sırtında bir çuval üzerinde Noel Baba kıyafetleriyle eve gelmişti.! O sırada okey oynayan biz şaşkınlıkla ne yapacağımızı bilememiştik. Düşünsenize kapıyı açıyorsun Noel Baba. Çocukluk hayalim gerçek olmuştu lan ! fdşlgkdşlgkd
2008e girdiğimiz yıl ise daha daha güzeldi. Her sene olduğu gibi annem gene yılbaşı sofrasını en mükemmel haliyle kurmuştu. Bitanecik kuzen Cansu ve son yıllarda eskisi kadar görüşemediğim guduğum Tuğçemde gelmişti. Eve gizliden sokulmuş biralar (gençtik ve eve sadece bira sokabildiğimiz zamanlardı, lanet. ) bağıra bağıra söylenen şarkılar hediye vermeceler almacalar derken kapıya Tuğçemin ailesi, Ayşe Teyzem ve Yalçın amcam gelip bizimkilerden izin alıp kaçırmışlardı bizi. Arabayla boğaz turu derken yeni yıla Boğaziçi Köprüsünde girmiştik. fdjbgdşlfkdşlfk (sanırım o yüzden bütün bi yılı yollarda geçirdim.dglkşfkglşkg) Gecenin 4inde eve gelmiş sabah 7de işe gitmiştim. Hey gidi hey.
2009a girdiğimiz yılbaşında ise o kadar çok istememe rağmen okulda arkadaşlarımla kalamamış ailemle birlikte girmiştim gene yeni yıla. Cidden 2009a nasıl girdik neler oldu hiç hatırlamıyorum. Oha çok entresan.
2010a girdiğimiz yılbaşı ise gerçekten özeldi. Güzeldi. Onunlaydık. Eğleniyorduk. Gülüyorduk.
Ve geldik bu seneye. Bu sene en plansız senem sanırım. Meleğim kaçırabilirse beni onlara gidicem.
Geride bıraktığım seneye bakınca genel hatlarıyla zihnimde "evet o gün yılın en güzel günüydü." benim için diyebileceğim bir gün yok sanırım. Evet bir çok şey oldu benim için ama diyorum ya önceki yıllara oranla o "özel gün" olmadı. En en önemlisi olsa olsa benim için mezuniyetti.

Velhasıl, 2011in önce bana sonra da sizlere ne istiyorsanız ne arzuluyorsanız onu getirmesini istiyorum. üst üstte 20tane kırmızı don giymişcesine güzel bir sene geçirmenizi dilerim.
Ha unutmadan yeni yılda bol aşk, çokça olay, bir sürü dedikodu akabindeyse sağlık ve huzur diliyorum bir de. (:

Şimdiden MUTLU YILLAR ! (:

22 Aralık 2010 Çarşamba

Blogum 2.yaşını kutluyor! (:

Blogumun 2.yaşı olmuş vay be diyorum sayın seyirciler. Nice beraber 2.yaşlara o zaman. (:

Yeni işe başladığımdan beri burayı fazla boşladım. Bendeki şans işte, işe başladığımın 2.günü bir kampanya başlattık. Sadece 2 gün geçerli olan kampanya yüzünden telefonlar kitlendi. Hala daha o kampanya ile gelen öğrencilerle ilgileniyorum. Yoğunluk ki ne yoğunluk. Eve geldiğimde üstümü çıkarmak bile bazen eziyet haline gelebiliyor.

Çalıştığım yerden bahsetmem gerekiyor gibi hissediyorum. Bir kaç kurumsal sorun dışında inanılmaz eğlendiğim bir yer.
Bütik bir dershane ile dil okulu aynı çatı altında. ( Firma isimlerini vermeye gerek görmüyorum. Butik dershanemizin fiyatının uçubik olduğunu düşündüğüm için)
Ben -bir önceki yazımda bahsetmiştim sanırım - dil okulundayım. Yabancı hocalar, yetişkin öğrenciler ve kuzenimle gayet iyi bir ortamamımız var. Kuzenimle tabii ki iş zamanı profesyonelliği elden bırakmıyoruz, kuzen olduğumuzu kimseye hissettirmiyoruz.

Bir de öğretmenlerimiz ve çalışanlarımız var kii SÜPERLER !

Olası bir takip edilme durumuna önlem olarak isimlerini yazmayacağım.
Mesela çıtır kendisi dershane kısmının eğitim danışmanı, çok tatlı bir hatun.
Sonrasında Ali Ağaoğlu kıvamında "yaptım olacak" mottosunu benimsemiş br coğrafya hocamız var hmmm ona da geoit diyelim.
Fizikçimiz var bi tane sürekli, "Allah onunda belasını kaldırsın." diyo komik bir ses tonuyla ( şimdi size böyle diyince komik gelmemiştir ama biz cidden gülüyoruz. Komik çünkü lan ! ) onabay fizik diyebiliriz.
Çılgın bir kimyacımız, tonton bir edebiyatçımız, sayısını hala çözmediğim matematik hocalarımız, sessiz sakin bir tarihçimiz, ingilizce hocalarımız derken baya bir kalabalığız aslında. Hepsine tek tek nick vermeye çok üşendim be. Konu onlara gelirse nick verip anlatırım.

He bir de her an yanımda olan Sev var ki o olmasa zaten burayı hiç çekebileceğimi sanmıyorum.

Size, "olm burada bi hoca var dibim düşüyor ya çok tatlı." demeyi çok isterdim. Belki düne kadar derdim -evet beğendiğim, ayılıp bayıldığım biri vardı- sonrasında ufak bir silkelenme ile kendime geldim. Her ne kadar beğenmiş olsam da sevgilisi var. Kendimi hatunun yerine koyunca dedim lan sed tamam saçmalama.
Hem zaten burada duygusal ilişkilere yer yok.
İzin olsa da adam akıllı kimse yok.
Tamam benimkisi göz tiryakiliği ama işte. Neyse. Bögüğ. Şansıma edeyim. :(

Blogun 2.yaşı için yazı girmeye yeltenip anca bu kadar saçmalanabilir bence.
Tamam susuyorum ve işimin başına dönüyorum.


p.s . ilim irfan yuvasında çalıştığımdan mıdır nedir, bir sakinlik bir sukunet indi bana. Hayırlara vesile.


öpcükler. Sed.

2 Aralık 2010 Perşembe

oldu oldu ! (:

Pazartesi günkü yazımda bahsetmiştim iş görüşmesinden. Heh işte haber geldi ve o iş oldu. Bir dil okulunda eğitim danışmanlığı. Oradan bakılınca çok havalı di mi ? Ya da benim beceremeyeceğim tarzda bir iş gibi gözüküyor sanırım. Ama yok sandığınız gibi değil. Tam da cuk diye bana oturan, yapabileceğim bir iş.
Bugün gerekli evrakları toparladım. Bir tane eksiğim kaldı; sabıka kaydı. Onu da yarın halledeceğim bugün inanılmaz yoruldum gidemedim.
Yarın, ctesi ve pazar da şimdi ki işime devam edicem. Onları birden pat diye bırakmak olmazdı. Pazartesi de yeni iş. Hiç dinlenmeden. Neyse artık.

Yeni bir iş, yeni bir aşk...
diye devam ediyordu di mi şarkı ? İş kısmı tamam bir de aşk kısmını da tamamlarsam süper olacak sanırım.