24 Mayıs 2010 Pazartesi

sevgili günlük vol.4 samimiyetine artık inanmadıklarım.

Erkek arkadaşını herkesin her şeyin önüne koyan kızları oldum olası anlamamışımdır. Götleri sıkışınca dibinden ayrılmayan ama başka zaman seni erkek arkadaşına satan kız arkadaşlarımı artık samimi bulmadığımı anladım.

Önceleri sorunun benle ilgili olduğunu zannederdim. Herhalde ben her dakika çekilebilecek bir insan değilim ki millet sevgilisinin yanına gidiyor falan düşünürdüm. Açıkcası siklemezdim de. Gel zaman git zaman üniversiteyi kazandım şehir dışına gidince işler biraz sarpa sardı.

Birinci sınıftan beri arkadaş ortamında çok büyük bi değişiklik yaşamadım. Herkesle aram iyidir ama takıldığım insanlar bellidir. Arkadaş grubumun demir başı zaten prenses prenses. Kendisi hem iki senedir oda arkadaşım hem de sınıf arkadaşım. Gözümü açmamla akşam uyuyana kadar gördüğüm tek insan kendisi. Tabii bu her zaman böyle olmadı. Geçen sene kronun biriyle çıkıyordu. Ay sevmiyorum falan diyordu ama çocuğun evinden çıkmıyordu. Ben umursamıyordum ne yapıyorsan yap sonuçta senin hayatın.

Bu senede arkadaş grubumdan çok sevdiğim bir arkadaşımla çıkıyor. Ben tabi çok mutlu ikisini de çok seviyorum ikisi süper sonik mutlu bir her daim yan yanayız falan derkeeeeen bu senemizin son senemiz oluşu diyerekten bizim totolarımızda bir yangın. Aman her dakika yan yana olalım aman her anı değerlendirelim tasasına düştük. İlk başlarda iyiydikte. Lakin son bir aydır boka sardı.

Bu yazıda bahsettiğin tiyatro ekibi gelmeden bir gün önce,” ya ne zamandır tiyatroya da gitmiyorum bebek.” Falan diye konuşuyordu kızımız ertesi günde paat okulun tiyatro ekibi çıkageldi. Hadi gidelim bilmem ne derken, “bebeğim biz bi çıkalım geliriz ya.” Diyerek ekildim. Umursamadım gittim gayet güzel çok da keyifli bir oyun izledim. Akşamında aparta döndüğümde, “yavrum var ya oyun süperdi kaçırdınız deliler” dediğimde “biz sevgilimle daha çok eğlendik” diye aldığım cevaba istinaden “niye lan ne yaptınız ? “ gibi abuk bir soruyu sordum (bana neyse ne bok yedikleri.) “okey oynadıııııııııık.” OKEY ?! ulan her gün sıkıntıdan oynuyoruz zaten. Burada yapcak bişey yok ! Ama gelip ne zamandır tiyatroya gitmiyorum, soysal aktivitelerim sıfırlandı yea diye ağlıyorsun bebe !

Cümleler çok naif belki kâle alınmayacak cümleler ama ben o an o ses tonundaki iticilikten ötürü tiksinti ile baktım arkadaşıma.

Aradan haftalar geçti son günlerimiz, okul bitince ne olacak, ay ben bitanemlede görüşemem bizimkiler malum dışarı çıktığımda hemen eve gelmemi söylüyorlar öf pöf diye söylenirken bu muhabbetlerle sabahın 5ine kadar otururken ve be bu hafta sırf buradaki en yakın arkadaşımla biraz daha vakit geçireyim diye İstanbul’a gitmezken bilin bakalım ne oldu ? Benim bitanecik canım arkadaşım perşemden beri yok. Perşembe günü dersin ortasında çıkıp aradığım “tatlım biz kafedeyiz gelmicez derse tamam mı ?” diyince “akşam görüşürüz o zaman yavru.” Diyerek telefonu kapattım. Akşam görüşeceğimizi sandım… Apartta gidip yoklama defterinin yanındaki izin kağıtlarının arasında sevgili arkadaşımın Pazar gününe kadar izin aldığını görünce yaşadığım ufak çaplı şok akabinde sinire dönüştü.

O akşamın ilerleyen saatlerinde nezaketen beni arayan sevgili arkadaşım, “bebeğim ben izi kağıdı yazdım pazara kadar onunla kalcam tamam mı ? korkarsan bişey olursa ara tamam mı ?” arayacağımı sanmıyorum bişey olacağını da sanmıyorum hadi öptüm diyerek kapattım telefonu.

Bugün günlerden Pazar hatta saat 1i geçti ve sevgili arkadaşım ortalıkta yok. Yerel gazetelere ilan verebilirim yarında ortalıkta görünmezse.

Bu sefer hiçbir bahaneyi kabul etmiyorum. “ama bebeğim biz sevgilimle her zaman görüşemiyoruz” gibi sığ bahanelere lütfen girmeyelim. Ben siz her istediğinizde buluşabileceğiz cepteki arkadaş değilim. Hele hele şurda 20 günümüz kaldı aman şöyle yapalım böyle edelim demeyin kimsenin gönlünü hoş edecek değilim işime gelirse.

Bu yüzden sanırım benim en yakın arkadaşlarım aslında o kadar da yakınım değil.

Herkese iyi geceler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Üşenmeyip yorumladığın için teşekkürler. (: