15 Kasım 2011 Salı

sevgili günlük vol.10 kısa kısa.

Hayır blog yazmayı unutmuyorum ama artık yazamıyor muyum yoksa takip ettiğim blogları okumak mı daha güzel geliyor bilemiyorum. Ama kendime kızıyorum tabi ki ulan burası benim günlüğüm yazmayı nasıl ihmal ederim diye.


Mirabaaa !
Kısa kısa bir şeyler karalayayım istedim.

- Ekim ayı benim için çok yorucu geçti. Hem de inanılmaz geçti.
Almanya'daki dayımın ilk çocuğu doğacaktı bu sebeple annemle anneannemin Almanya'ya gelmesini istiyordu. Anneannem ayın 10unda İstanbul'a bize geldi. Bebeğin doğumuna 1 ay vardı ve rahatça işlemleri hallederiz diyorduk ki öğlen saatlerinde dayım aradı : Erken doğum ! Bebek doğmuş ! Oha nasıl ya falan derken 1 saat sonra kendimi Alman Konsolosluğunu ararken buldum. Vize randevusu için istenen evraklar aradım falan. Burada kısacık bir not geçeyim başlı başına bir post konusu olur bu durum aslında ama ben o dönemde o kadar bunaldım ki yazmadım ama gene de Almanya'ya gidicek olan, evrakları konusunda kafası karışan varsa çekinmeden ulaşsın bana. Bir dünya bilgim oldu yavrularım !! Heh neyse konu dağılmasın. Annemin randevusu tamamdı ama anneannemin ikamet ili Sinop olduğu için Almanya Ankara Başkonsolosluğuna gitmesi gerekiyordu. Oha nasıl ya falan derken en işsiz insan ben olduğum için anneannemle Ankara'ya giden ben oldum.
Ah o evrak tamamlama kısmı ! Allah belanızı vermesin sanki Almanya'yı satın almaya gidicek iki kadın, gereksiz bir dünya şey. Neyse ama hepsini bir şekilde halledip vizelerini istedikleri tarihte aldık. Anneannem 3ay kalacak. Annemin vizesi ise Kasım 20sinde bitiyor ve dönüyor. Nasıl mutluyum anlatamama gerek yok sanırım !
Onca hengameyle uğraşırken sinir kat sayım geldi gitti. Neyse geçmiş gitmiş konular.

- Pandam'la 7buçuk ay oldu. 7buçuk güzel ay. Belirtmeden geçmeyelim.

- Pandam'n karşısına geçip kendi hayatımla ilgili verdiğim önemli kararları anlattım. Yapmak istediklerimi. Bu sefer dersimi almıştım ve evet önümde en az 2 yıl vardı ama düzgünce ilerlemek istediğimi ona anlattım. Sarılıp destek olacağını söylemesi kadar güzel bir şey yoktu. Ve sanırım en çok da onun desteğine ihtiyacım olan bir konuydu bu.

- Üniversiteden çok sevdiğim bir arkadaşımla konuşmuştuk. Tekrar öss'ye gireceğinden bahsetmişti. O ara ben de düşünmedim değil. Sonrasında dedim ki bebeğim, saçmalama artık vakit ve nakit meselesi olan bir mevzu bu hem de senin planların bambaşka.

- Cumartesi günü pandamla kitap fuarına gittik. İlk günü gitmek istememin en önemli nedeni frençom ve bitanecik TB'nin imza günü olmasıydı. Nasıl şirinler ama ! Ayrıca sonunda Frenç'le tanışabildiğimiz için pek mutlu olduk. Kitabımı imzaladılar. Sonrasında ise sevdicekle bol bol kitap alışverişi yaptık. Aklıma alamadığım kitaplarda kaldı ama dedim Sed kızım tamam abartma bırak insanlara da kalsın. (:

- Dün akşam uzunca bir zamandır görmediğim bir aile büyüğümüzü kaybettik. Babamın amcasının oğlu. Babam ve o birbirlerini kardeş gibi severlerdir. Vefat haberini alınca babamın o halini görmek beni inanılmaz üzdü. Sonrasında hemen yola çıktı. Sinop'a. Ben de her zamanki gibi sevdiğim biri yolda olduğunda uyuyamadığım için tüm gece ayaktaydım.
Mekanın cennet olsun "dede."

- Bak bundan bahsetmezsem olmaz. Home office bir işe başladım. Part time bir şey ama şu an beni oyalıyor en azından. Ayrıca home office olayını çok yanlış anlamış insanlarız lan ! Hiç de öyle güzel değil. Bir sefer işe ev ortamında adapte olamıyorsun. Raporlara saçma sapan şeyler yazabiliyorsun falan filan. Neyse en azından bir süre idare edebilirim bu şekilde sanırım.

- Aklımda şunu da yazarım bundan da bahsetmeliyim derken buraya gelince hepsini unutmam da ayrı saçmalık be. Neyse ben en iyisi susayım kitaplarıma gömüleyim.
Ha bu arada !
Boş zamanlarında ne yaparsın sorusuna kitap okurum cevabını veren insanların ağzına o an etrafımda ağırlığı kuvvetli olan ne varsa onunla vurucam haberiniz olsun.
2012'ye sayılı günler kalmış siz hala daha kitap okumak için boş saatiniz olsun diye mi bekliyorsunuz ? Nasıl dingilsiniz ya. Bir defolun gidin.

Öperim efenim.


8 yorum:

  1. ayy home officebayılırım!

    ayrıca canım weba, resmen aynı günü yaşamışız!

    ben de kitap fuarına sevgilimle gittim ve french ve t.b'ye kitabımı imzalattıktan sonra kitap alışverişi yaptık! blogda da anlattım ve daha nice 7,5 aylara! :)

    bizim de 1 yıl olucak 10 gün sonraaa!!

    YanıtlaSil
  2. Frençlerin yanına gidince, kimler geldi kimler geldi bloggerlardan dedim, direkt seni söylediler zaten mia'm ! (:

    1yıl ! Beraber güzel bir ömre diyorum o zaman ! (:

    YanıtlaSil
  3. Home office iş candır!

    Ben de çalışıyorum home office. Günde max. 2 saat, sonra allah bereket versin mode on. :D

    Hayırlı olsun kuşum.

    Hayatla ilgili kararlar almak lazım, ben de eşiğindeyim az biraz o kararın. :/

    Firençeştaynın imza gününe de gelemedim zira memleket havası solumaktaydım. Off. off.

    YanıtlaSil
  4. Leah, home office iyi hoş ama bir de artık kariyerim için düzgün iş bulsam ne şahane olur. Ama buna da şükür tabii ! (:
    Teşekkür ederim !

    Bu arada kaç zamandır aklımdasın lan ! Biz bi buluşacaktık benim yüzümden erteledik sonra da hiç konuşmadık, en kısa zamanda tekrar konuşalım ve buluşalım yea !

    YanıtlaSil
  5. " Aklıma alamadığım kitaplarda kaldı ama dedim Sed kızım tamam abartma bırak insanlara da kalsın. (: "

    Bence yazının en iyi cümlesi :)

    YanıtlaSil
  6. Çok acayip seni yepyeni keşfettim Sed demeliyim sanırım acayip olan bu değil tabi:) ben de kocama panda yani pandiş diyorum napayım panda gibi tombiş yanakları var:)
    seni tanıdığıma sevindim..
    boş zaman mevzuna bayıldım.kitap okumayan insanlar da şöyle der zaten"ayy okuyacağım ama hiç boş vaktim yok ki.."nedir bu boş vakit olayı lan biz hep aylak mıydık yani??Allah tepenizden baksın ne diyim??

    YanıtlaSil
  7. Hoşgeldin Milena !
    Kitap konusunda evet haklısın biz çok mu aylağız ya da çok mu boş vaktimiz var sanki.
    Ayrıca benim sevdiceğin pandalığı tombikliğinden değil liseden kalma bir lakap. ehe. (:

    YanıtlaSil

Üşenmeyip yorumladığın için teşekkürler. (: