16 Eylül 2010 Perşembe

Mim ~~Mektup yazıyoruz.

Sevgili french'ten kaptığım mektup mim'ini gerçekleştireyim dedim.
Mektup yazmayı esasında çok seven biriyim. İlkokul 5'te şehir değiştiren sınf arkadaşım Aslı'mla uzun yıllar mektuplaştık. Sonrasında teknoloji ilerdi mail msn derken unuttuk bu alışkanlığımızı ama ben hala daha özel günlerde ya da içimden geldiğinde sevdiğim insanlara mektup yazma alışkanlığımı kayebetmedim. Neyse lafı uzatmadan mektuba başlayalım.

Mektup bir hafta direnip de en sonunda pazar günü ayrılma kararı aldığımız, pamuğuma.

Sevgili sevgilim. (ben hala ex olduğunu kabul edemiyorum.)
Bunca zamandır birlikte olduğumuzdan dolayı sanırım hala daha ayrıldığımıza inanamıyorum. Ama merak etme ilk günkü kadar ağlamıyorum. Hatta 2 gündür falan hiç ağlamıyorum. Alıştım mı, hayır sadece dediğim gibi ayrıldık gibi gelmiyor.

Bazen öyle bir an geliyor aha aricak mesaj atıcak diyorum elimde telefon dakikalar boyu ekrana bakıyorum. Sonra kafama bi şeyler dank ediyor. Ayrıldınız kızım ne mesajı diyorum. Kendime geliyorum.

Bazen sana kızıyorum, arkadaşken bile benden bir saat boyunca mesaj almadığında meraklanan sen nasıl oluyorda beni merak etmeden durabiliyorsun ?

Kendi hatalarımı, saçmalamalarımı, kendi başarısızlıklarımı üstüne yıkmamın salaklık olduğunu biliyorum. Kendimi toparlayacağıma dair sana söz de verdim. Bu kadar kısa zamanda düzeltmiş olamazsın diyebilirsin belki ama ben kendimdeki olumlu gelişmeyi hissediyorum.

19 ay boyunca öğrettiğin, yaşattığın o kadar çok şey var ki. Ama sabretme özelliğimi kaybettiğimi gördüm. Şimdi ben kendi kendime eskisi gibi sabretmeyi öğrenmeye gidiyorum. Ve biliyorum kendimi tanıyorum bunu tekrar başarabileceğim.

Aslında mektuba başlarken yıllar önce Aslı'ya yaptığım günü gün gün şu oldu bu oldu yazıcaktım ama oturup düşününce günlerdir hayatımda çok da alengirli bi şey olmadığını fark ettim. Sadece dün gece Sev'in doğum günüydü ve günler sonra nefesim kesilene kadar güldüm. O kadar güldükten sonra "hmmmm" diyip kaldım acaba ne yapıyorsun şu an diye sonra kendime dedim ki ne yapıyorsan yap şu an benim gülümsemi istersin her zaman istediğin gibi. Daha bir kocaman gülümsedim o zaman.

Sana verdiğim sözleri tutuyorum ben; gülümsüyorum hep, ağlamıyorum, sinirlenmiyorum, birine kızdığımda tırnaklarımı ellerime batırmıyorum ve daha bir sürü şey.

Bunu okur musun okumaz mısn bilemiyorum pamuğum ama okursan üzülme lütfen üzül diye yazmadım bunları.

Son olarak tüm kalbinle her zaman mutlu olmanı istiyorum.



p.s: Jelibon'um ruh ikizim hadi bakalım sana şutluyorum mimi. (:

3 yorum:

  1. ah ayrıldığın sevgiline mektup yazmak ne acı.. ama ne önemli, ne gerekli..

    hep ayrıldığımızda aynı şeyler geçer aklımızdan, hep hah arıycak lan şimdi dersin evrene mesaj gönderip durursun ama telefon asla çalmaz.

    ama ben olsam mektubu "inşallah benden önce birini bulamazsın" diye bitirirdim.
    ne? öyle yani.

    YanıtlaSil
  2. Ben yazarken çok eğlendim ama French, cidden.

    Ben birini istemiyorum yea valla uzun bir süre kimse olmasa çok da iyi olur french. (:

    YanıtlaSil
  3. içim acıdı be şekerim. keşke böyle olmasaymış ama belki de en iyisi budur. bilemedim.

    YanıtlaSil

Üşenmeyip yorumladığın için teşekkürler. (: