Geçtiğimiz hafta başlayan Namık Kemal Üniversitesi Bahar Şenliği perşembe günü itibariyle bitmiş bulunmakta. İlk gün djler ikinci gün ise Gece Yolcuları'na gitmek istemeyen biz üçüncü Funda Arar'a gittik. Abartmıyorum hatunun sahnesi süper süper süper ! Hayranlıkla izledim. Fan derecesinde takip etmem Funda Arar'ı ama çarşamba gününden itibaren tüm fikrim değişti. Ve bence hatun yanlış müzik kolundan ilerliyor kanımca, rock ya da jazza o kadar yatkın bir sesi var ki popla kendini harcıyor. Coverları o kadar güzeldi ki. (facebooktan ve youtube koyulan videoları ilerleyen zamanlarda belki koyarım o kadar üşendim ki şimdi. xD )
Funda Arar'dan hemen sonra iki adet "adaş" dj çıktı. 15 dk. dans edip "kopan" insan ziyanları gördükten sonra ortamı koşarcasına terk ettik. (korktuk çünkü.)
Sonrasında gecenin bir vakti Tekirdağ'da kendimizi sahil kenarında bulduk. (Ülkü, orhan, Çağlar'm ve ben. )
Tüm geceyi arabada geçirmeyi planlarken plan değişikliğine gidildi. (daha doğrusu bunu kaptanımız Orhan istedi. )
Arabada uyurken bir de uyanıp kendimizi Şarköy'de bulduk. (Sabahın bir vakti.)
Sabah ezanından sonra motel ve pansiyon sahiplerini uyandırmaya çalışmamız, sonrasında ise yerleşip uyumamız. (Ben uyuyamadım ya o ayrı. )
Denize giricez diye arabayla bi oraya bir buraya gidişimiz. Eriklice, Hoşköy, Gürefte güzergahında dolaşmamız ama halkın bize Şarköy plajlarının daha güzel olduğunu söylemesi. (Ulan Şarköy'dekilerde öbür yerleri övdü ! )
Hoşköy'ün kumsalı olmaması, plajında denizin de tamamen taştan oluşması, ayağımı yarmam. ( minik ama acıyo ) Ayrıca su kötüydü.
Hadi Şarköy'e geri dönelim diyip yola çıkmamız, plaja geldiğimizde rüzgardan oraya buraya savrulmamız. (Çağlar'ım zor tutuyordu beni.)
Yemek yemek için gittiğimiz mekanda birden elektriklerin kesilmesi Şarköy'ün karanlığa gömülmesi akabinde yağmur yağması. (Bardaktan boşalırcasına. )
Şarköy halkının bu sezonda gitmiş turisti sevmemesi, ayan beyan laf atması, sinir bozucu şekilde bakması. (Orayı kötülememe yeterli sebeplerin başında bu geliyor, üzgünüm. )
Akşam motele döndüğümüzdeki muhabbetlerimiz. (Muhabbet ortamında ülkeyi kurtaran bir milletiz vesselam. (: )
Ertesi sabah erkenden kalkıp eşyalarımızı da alıp motelden ayrılmamız. (hava cidden bozuyordu.)
Buna rağmen denize gitmemiz. (Ciddiyim.)
Kimsenin benim üşüdüğüme inanmaması, en sonunda dişlerim birbirine çarpınca aaa bu kız cidden üşüyor tepkisi vermeleri. (Ölüyordum.)
Unutmadan, orada da ayağıma bişey girdi akşam zor çıkardık. minik bi taş parçası. (HÖH )
Hiç yanmayan, bronzlaşmayan ve bununla övünen benim rüzgar "yalamasıyla" yanmam, bronzlaşmam. ( ve bundan hiç hoşlanmamam. )
Sonrasında eve geri dönmemiz. (Tekirdağ.)
Sevdicek ve yakın arkadaşlarla çıkılmış ama kötü hava şartları yüzünden erkenden bitirilmiş bir tatilin kısa özetidir bu sevgili günlük.
Şarköy'e gitme planında olanlara özellikle not, dediklerim konusunda abartmıyorum az bile söyledim. Belki de tam sezonu değildi bilemicem ama ortalıkta kimsecikler yok daha rahat ederiz derken biz tam bir hüsrana uğradık ve açıkcası Şarköy'ü hiç beğenmedik. Ama zevkler ve renkler, bilirsiniz.
Herkese şimdiden iyi haftalar ! ^^,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Üşenmeyip yorumladığın için teşekkürler. (: